Ana Sayfa Yazarlar 28.07.2023 69 Görüntüleme
Örtülü Ödenek.

Örtülü Ödenek.

Sevgili okuyucularım,

Bugün Cumhurbaşkanlığı Sarayının ‘örtülü ödenek‘ adı altında kendilerine sağlanan imtiyazların, harcama israfına dönüştüğüne ve halkın ekonomik kriz içinde boğuşurken ‘itibardan tasarruf nasıl olur‘ konusuna değineceğim…

İtibardan tasarruf pek ala olur… 

Halkın yarısının oyunu aldığı, iktidar hükümetinin Cumhurbaşkanı, maalesef ki bu talihsiz cümleyi sarf ederek halkın gözünün içine baka baka, altın kaplama klozetlere def-i hacet yaparak, ejder meyveli smotieler içerek, iftar sofralarını adete israf sofraları haline sokarak, mantar sos yatağında, bilmem ne sosuyla marine edilmiş dana filetolarını yerken, halk sefalet içinde ucuz yumurta kuyruklarında, ucuz gıda kuyruklarında heba olurken, sayın CB   ‘itibardan tasarruf olmaz’ demişti…

ATATÜRK’ümün bize emanet ettiği CUMHURİYET’ imize bu şekilde sahip çıkılamayacağını hepimiz biliyoruz. Maalese ki o CUMHURİYET  farkında olduklarını bildiğimiz şekilde yönetimde olanlara bu Ülkenin başında olma yetkisini demokratik çatı ve yönetim rejimi olarak altın tepside sundu…

Neden hıyanet içindeler ve bunu kötüye kullanıyorlar?

Örtülü ödenek‘ diye bir dönem yönetimlerin kullanımına sunulan bir israf kalemi bütçeye eklenmişti. Hangi dönem zamanında eklendi? Öncesinde sistem nasıldı? Bir bakalım. 2015 yılından önce örtülü ödenek sadece devlet organları ve hükümete mahsus harcamalar kalemi olarak kullanılırken 2015 Mart ayında parlamentoda kabul edilen torba yasa ile Cumhurbaşkanlığı makamına ‘örtülü ödenek’ verilmesine izin verildi. Birde ölçüsü var, bu ise; Cumhurbaşkanlığı için o yıl 788,5 Milyon TL idi. 2022 yılında ise; ilk üç ayında 1 Milyar 15 Milyon TL her yıl artan masraf kalemi olarak gündeme geldi. Örtülü ödenek genel bütçe başlangıç ödeneklerinin binde beşini geçmemesi planlanmış ama sizce öyle mi? Yasal olan kısmıyla harcanan yıllık israfın rakamı aynı mı? İşte Ülke parasının har vurulup harman savrulan boyutuna ulaştığı günlerde ne olduysa 2015 yılının Mart ayından sonra oldu.

‘Örtülü ödenek’ adı altında her türlü para miktarı kimseye hesap vermeden harcanıyor, buna kimse itiraz edemiyor ve denetlenemiyor. Bu yüzden bu parayı yönetenleri gereksiz harcamalara ve israfa yönlendirdiği için hem adı değişmeli, hem de sınırlama getirilmeli, hatta tamamen ortadan kaldırılmalı veya bu ödenek halkın yararı için kullanılmalıdır. Ayrıca örtülü olması halinden çıkarılmalıdır. Örtü altından iş çevirmelerde böylece denetlenebilir hale getirilmelidir. Biliyoruz ki muasır medeniyet seviyesine gelebilmek, halkına hesap verebilen yönetimlerce mümkün olabilir…

Seçimlerde halkın  %50’si  oy vermedi. 

%50’nin de oy vermediğini bildiğimiz yerden bakacak olursak, Rahmetli ATATÜRK Cumhurbaşkanlığı köşkünde tasarruf tedbirleri kapsamında çayın ve kahvenin bile iktisatlı tüketilmesi konusunda hassasiyet gösterirken Ülkemizin İlk Cumhurbaşkanı olarak İtibarından tasarruf ediyordu, hem de en küçük ayrıntısına kadar.

Yönetimlerde iki dönem kuralı acilen gelmelidir. Çözümlerden biri budur…

İpin ucu ve topuzun ayarı iyice kaçmıştır. Halk isyan halindedir. Hele emekliye kök maaş adı altında yalancıktan yapılan zamdan sonra, emekli perişanları sergilemektedir. Halk sefalet içindedir.

Onlar keyiflerine keyif eklerken halk bu aciz içinde kıvranamaz. Bu yüzden acilen iki dönem kuralına geçilmelidir. hiç bir yönetim makamı iki dönemden fazla yönetimlerde kalmamalıdır.

Halk, yönetimlerde istedikleri gibi at oynatan yöneticiler istemiyor ya da şöyle diyeyim bu nüfusun  yarısı istemiyor…

İkinci Çözüm ise; Acilen ‘İtibardan tasarruf’ edilmelidir… 

250 korumayla cumaya gidilmemeli mesela,

100 araçla ziyaretlere gidilmemeli mesela,

israf sofraları kurulmamalı mesela,

Çankaya köşküne taşınılmalı mesela,

Saray rantabl çalışabilecek şekle getirilmeli mesela,

Saray, bir üniversiteye verilerek ilim irfanın itibarına sunulmalı mesela,

Gereksiz araçlar yani uçaklar lüks arabalar acilen satılmalı yerine elektrikli araçlara geçilmeli mesela,

sağa sola saraylar yapmaktan vazgeçilmeli mesela,

Diyanette üretim mi yapılıyor onlara ayrılan bütçe makul seviyelere indirilmeli mesela,

yurt dışlarına giderken gazeteciler ordusu götürmek yerine, makul sayıyla gidip millete beleşten gezi, beleşten Umre yaptırılmamalı mesela,

sayısını bilmediğimiz yandaş danışmanlara 3,5,10,15 yerden maaş verdirilmemeli mesela,

yine liyakatsiz yerleştirilen kamuya atanan yandaşlara hariçten ödenekler çıkarılmamalı mesela,

tarikatlara ve cemaatlere açıktan maddi manevi destek verilmemeli mesela,

üstünden geçilmeyen duble yollar, köprüler, havaalanları ve şehir hastanelerine yandaş beslemek adına ihaleler verilmemeli mesela,

Halkın parası , ormanı, 2B arazileri, garibanın sırtına yüklenen vergi yükü ile bunları hak etmeyenlere peşkeş çekilmemeli mesela,

ve daha o kadar çok kalem var ki halkın isyan ettiği ve dillendirdiği…

onları bir başka yazımda yazmaya devam edeceğim.

Sözümü; Osmanlının debdebe döneminden sonra Kurtuluş Savaşı döneminin nasıl atlatıldığına ve hızla sürüklenmek istenilen yine aynı döneme benzer bir sürece bir kez daha Halk olarak müsaade edilemeyeceğine, cevabın Cumhuriyetin Kurucusunun yolundan ve felsefesinden hareketle çözülebileceğine inancım sonsuzdur diyerek sonlandırıyorum.

Yazılarımın devamı olacaktır…

Aziz ve gururlu halkımıza sevgilerimle…

Yazar Hakkında

Adı Soyadı:

Mesleği:


İlginizi çekebilir

KONUT KİRA ARTIŞLARI

KONUT KİRA ARTIŞLARI

Tema Tasarım |
Telefon
WhatsApp